|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
| Common Usage |
|
| 1 |
Yaygın Kullanım |
take by surprise f.
|
gafil avlamak |
|
We were completely taken by surprise.
Tamamen gafil avlandık.
More Sentences
|
| 2 |
Yaygın Kullanım |
stop by f.
|
uğramak |
|
I just stopped by to see if you were OK.
İyi olup olmadığına bakmak için uğradım.
More Sentences
|
| 3 |
Yaygın Kullanım |
by the way zf.
|
bu arada |
|
How many refugees, by the way?
Bu arada kaç mülteci var?
More Sentences
|
| 4 |
Yaygın Kullanım |
one by one zf.
|
tek tek |
|
As we do for SMEs, let us go and look for the citizens one by one.
KOBİ'ler için yaptığımız gibi, gidip vatandaşları tek tek arayalım.
More Sentences
|
| 5 |
Yaygın Kullanım |
by itself zf.
|
kendi kendine |
|
We are relying on it developing by itself up to 2004.
Direktifin 2004 yılına kadar kendi kendine gelişeceğine güveniyoruz.
More Sentences
|
| 6 |
Yaygın Kullanım |
little by little zf.
|
azar azar |
|
Her health is improving little by little.
Onun sağlığı azar azar iyileşiyor.
More Sentences
|
| 7 |
Yaygın Kullanım |
by chance zf.
|
tesadüfen |
|
This has not happened by chance.
Bu tesadüfen gerçekleşmedi.
More Sentences
|
| 8 |
Yaygın Kullanım |
one by one zf.
|
birer birer |
|
One by one, the European teams are disappearing from the green pitches in Korea.
Avrupa takımları Kore'deki yeşil sahalardan birer birer kayboluyor.
More Sentences
|
| 9 |
Yaygın Kullanım |
by himself zf.
|
kendi kendine |
|
Tom said he just wanted to spend some time by himself.
Tom biraz kendi kendine kalmak istediğini söyledi.
More Sentences
|
| 10 |
Yaygın Kullanım |
by mistake zf.
|
yanlışlıkla |
|
It has been listed as a separate vote by mistake.
Yanlışlıkla ayrı bir oylama olarak listelenmiştir.
More Sentences
|
| 11 |
Yaygın Kullanım |
side by side zf.
|
yan yana |
|
It is very important to achieve a balanced employment policy, where a number of different interests stand side by side.
Bir dizi farklı çıkarın yan yana durduğu dengeli bir istihdam politikasına ulaşmak çok önemlidir.
More Sentences
|
| 12 |
Yaygın Kullanım |
by walking zf.
|
yürüyerek |
|
I can get to work faster by walking than by taking the car.
Yürüyerek işe arabayla gitmekten daha hızlı gidebilirim.
More Sentences
|
| 13 |
Yaygın Kullanım |
by foot zf.
|
yürüyerek |
|
I can go there by foot.
Oraya yürüyerek gidebilirim.
More Sentences
|
| 14 |
Yaygın Kullanım |
by way of ed.
|
üzerinden |
|
She flew to Europe by way of Siberia.
Sibirya üzerinden Avrupa'ya uçtu.
More Sentences
|
| 15 |
Yaygın Kullanım |
by accident zf.
|
kazara |
|
The disease must not be allowed to spread by accident as a result of contaminated feed.
Hastalığın, kontamine yemlerin bir sonucu olarak kazara yayılmasına izin verilmemelidir.
More Sentences
|
| General |
|
| 16 |
Genel |
decisions taken by i.
|
alınan kararlar |
|
Perhaps they think that decisions taken by Eurocrats alone are more democratic?
Belki de sadece Eurokratlar tarafından alınan kararların daha demokratik olduğunu düşünüyorlardır?
More Sentences
|
| 17 |
Genel |
by-election i.
|
ara seçim |
|
I congratulate his party on securing a victory in this by-election.
Partisini bu ara seçimde elde ettiği zaferden dolayı kutluyorum.
More Sentences
|
| 18 |
Genel |
learning by doing i.
|
yaparak öğrenme |
|
With existing nationally-based schemes we are learning by doing, and we must continue to do so.
Mevcut ulusal tabanlı programlarla yaparak öğreniyoruz ve bunu yapmaya devam etmeliyiz.
More Sentences
|
| 19 |
Genel |
by-product i.
|
yan ürün |
|
This poor development is the by-product of developing the European economy within restricted national frameworks.
Bu zayıf gelişme, Avrupa ekonomisinin kısıtlı ulusal çerçeveler içerisinde geliştirilmesinin bir yan ürünüdür.
More Sentences
|
| 20 |
Genel |
good-by i.
|
veda |
|
John went away without so much as saying good-by.
John veda bile etmeden gitti.
More Sentences
|
|
|
| 21 |
Genel |
stop by f.
|
bir yere uğramak |
|
But we need to stop by somewhere first.
Ama önce bir yere uğramamız lazım.
More Sentences
|
| 22 |
Genel |
pass by f.
|
geçmek |
|
With due respect, would you pass by on the other side?
Saygısızlık etmek istemem ama diğer taraftan geçebilir misiniz?
More Sentences
|
| 23 |
Genel |
get by f.
|
geçinmek |
|
More than a billion people have to get by on less than one euro a day.
Bir milyardan fazla insan günde bir avrodan daha az bir gelirle geçinmek zorunda.
More Sentences
|
| 24 |
Genel |
go by foot f.
|
yürüyerek gitmek |
|
My brother isn't waiting for the bus, he's going by foot.
Erkek kardeşim otobüs beklemiyor, o yürüyerek gidiyor.
More Sentences
|
| 25 |
Genel |
live by f.
|
geçinmek |
|
This is very bad news for the developing countries and for Africa, where most people live by agriculture.
Bu, gelişmekte olan ülkeler ve insanların çoğunun tarımla geçindiği Afrika için çok kötü bir haber.
More Sentences
|
| 26 |
Genel |
come by f.
|
bulmak |
|
No, but they're hard to come by.
Hayır, ama bunları bulmak zor.
More Sentences
|
| 27 |
Genel |
set by f.
|
biriktirmek |
|
Mary is setting by money to go to Japan.
Mary, Japonya'ya gitmek için para biriktiriyor.
More Sentences
|
| 28 |
Genel |
profit by f.
|
istifade etmek |
|
A wise person profits by his mistakes.
Akıllı bir insan hatalarından istifade eder.
More Sentences
|
| 29 |
Genel |
impress by f.
|
etkilenmek (bir şeyden veya kişiden) |
|
I was impressed by what President Taya has done over the years in a country as poor as this.
Bu kadar fakir bir ülkede Başkan Taya'nın yıllar boyunca yaptıklarından çok etkilendim.
More Sentences
|
| 30 |
Genel |
lay by f.
|
biriktirmek |
|
You should lay by something against a rainy day.
Zor günler için bir şeyler biriktirmelisiniz.
More Sentences
|
| 31 |
Genel |
get by f.
|
idare etmek |
|
I believe that we can now, exceptionally, get by with a single reading.
Artık istisnai olarak tek bir okuma ile idare edebileceğimize inanıyorum.
More Sentences
|
| 32 |
Genel |
pass by f.
|
yanından geçmek |
|
They passed by her house yesterday.
Onlar dün onun evinin yanından geçtiler.
More Sentences
|
| 33 |
Genel |
be composed by f.
|
bestelenmek |
|
This music was composed by Bach.
Bu müzik Bach tarafından bestelendi.
More Sentences
|
| 34 |
Genel |
be overcome by f.
|
kapılmak |
|
He was overcome by a feeling of melancholy.
Melankolik bir duyguya kapıldı.
More Sentences
|
| 35 |
Genel |
stand by f.
|
yanında olmak |
|
Whatever happens, you must stand by one another.
Ne olursa olsun birbirinizin yanında olmalısınız.
More Sentences
|
| 36 |
Genel |
come by f.
|
uğramak |
|
I'll come by.
Uğrayacağım.
More Sentences
|
| 37 |
Genel |
come by f.
|
elde etmek |
|
No, but they're hard to come by.
Hayır, fakat onları elde etmesi zor.
More Sentences
|
| 38 |
Genel |
compound by f.
|
artmak |
|
The Commission's initial error, in other words, has been compounded by the wrong choice of method.
Diğer bir deyişle, Komisyon'un başlangıçtaki hatası, yanlış yöntem seçimiyle daha da artmıştır.
More Sentences
|
| 39 |
Genel |
profit by f.
|
faydalanmak |
|
A wise person profits by his mistakes.
Akıllı bir kişi hatalarından faydalanır.
More Sentences
|
| 40 |
Genel |
come by f.
|
kazanmak |
|
How did you come by the money?
Parayı nasıl kazandın?
More Sentences
|
|
|
| 41 |
Genel |
go by plane f.
|
uçakla gitmek |
|
I don't want to go by plane, if I can help it.
Mümkünse uçakla gitmek istemiyorum.
More Sentences
|
| 42 |
Genel |
pass by f.
|
geçip gitmek |
|
The Socialists have let two out of ten years simply pass by.
Sosyalistler on yılın ikisinin öylece geçip gitmesine izin verdiler.
More Sentences
|
| 43 |
Genel |
stop by f.
|
uğramak |
|
I'll stop by your place on my way home.
Eve giderken sana uğrayacağım.
More Sentences
|
| 44 |
Genel |
happen by f.
|
gelmek |
|
Such things often happen by accident rather than by design.
Bu tür şeyler genellikle tasarlamadan ziyade kaza sonucu meydana gelir.
More Sentences
|
| Common Usage |
|
| 45 |
Yaygın Kullanım |
abide by f.
|
-e uymak |
|
| 46 |
Yaygın Kullanım |
learn by heart f.
|
ezberlemek |
|
| 47 |
Yaygın Kullanım |
affected by s.
|
tutkun |
|
| 48 |
Yaygın Kullanım |
by oneself zf.
|
kendi kendine |
|
| 49 |
Yaygın Kullanım |
by herself zf.
|
kendi kendine |
|
| 50 |
Yaygın Kullanım |
by chance zf.
|
gelişigüzel |
|
| 51 |
Yaygın Kullanım |
by instalments zf.
|
taksitle |
|
| 52 |
Yaygın Kullanım |
by walking zf.
|
yayan |
|
| 53 |
Yaygın Kullanım |
by foot zf.
|
yayan |
|
| 54 |
Yaygın Kullanım |
by the book zf.
|
kitabına göre |
|
| 55 |
Yaygın Kullanım |
by the numbers zf.
|
kitabına göre |
|
| 56 |
Yaygın Kullanım |
by way of ed.
|
vasıtasıyla |
|
| 57 |
Yaygın Kullanım |
by way of ed.
|
kanalıyla |
|
| 58 |
Yaygın Kullanım |
by way of ed.
|
yolu ile |
|
| 59 |
Yaygın Kullanım |
by way of ed.
|
vasıtası ile |
|
| 60 |
Yaygın Kullanım |
by way of ed.
|
aracılığıyla |
|
| 61 |
Yaygın Kullanım |
by chance zf.
|
kazara |
|
| General |
|
| 62 |
Genel |
joy felt by parents i.
|
mürüvvet |
|
| 63 |
Genel |
oath taken by an expert i.
|
ehlivukufun yemini |
|
| 64 |
Genel |
clacking noise made by storks i.
|
laklak |
|
| 65 |
Genel |
contract governed by public law i.
|
kamu hukukuna tabi sözleşme |
|
| 66 |
Genel |
judgments by default i.
|
gıyapta yargılama |
|
| 67 |
Genel |
judgement by default i.
|
gıyabi hüküm |
|
| 68 |
Genel |
ten minutes by the clock i.
|
tam on dakika |
|
| 69 |
Genel |
exchange of positions by mutual consent i.
|
becayiş |
|
| 70 |
Genel |
state bound by market and price mechanism i.
|
piyasa ve fiyat mekanizmasına dayalı devlet |
|
| 71 |
Genel |
passer by i.
|
yoldan geçen kişi |
|
| 72 |
Genel |
east by south i.
|
güneydoğu |
|
| 73 |
Genel |
a thing taken by theft i.
|
haram mal |
|
| 74 |
Genel |
knowing somebody by sight i.
|
göz aşinalığı |
|
| 75 |
Genel |
management by objectives i.
|
amaçlar doğrultusunda yönetim |
|
| 76 |
Genel |
concentrate by boiling i.
|
kaynatarak koyulaştırma |
|
| 77 |
Genel |
premises owned by the crown i.
|
hükümet binası |
|
| 78 |
Genel |
knowledge reached by reason i.
|
akliyat |
|
| 79 |
Genel |
lay-by i.
|
cep |
|
| 80 |
Genel |
stealing by snatching i.
|
kapkaç |
|
|
|
| 81 |
Genel |
knowing someone by sight i.
|
göz aşinalığı |
|
| 82 |
Genel |
military service by payment i.
|
bedelli askerlik |
|
| 83 |
Genel |
area shaded by a building i.
|
bina gölgeleme alanı |
|
| 84 |
Genel |
knowledge acquired by listening i.
|
kulak dolgunluğu |
|
| 85 |
Genel |
irrigating by sprinkling water i.
|
yağmurlama |
|
| 86 |
Genel |
seizure by violence i.
|
gasp |
|
| 87 |
Genel |
dropping by i.
|
geçerken uğrama |
|
| 88 |
Genel |
by line i.
|
gazetecinin imzası |
|
| 89 |
Genel |
west by south i.
|
güney batı |
|
| 90 |
Genel |
west by north i.
|
kuzey batı |
|
| 91 |
Genel |
learning by discovery i.
|
keşfederek öğrenme |
|
| 92 |
Genel |
passers by i.
|
gelen giden |
|
| 93 |
Genel |
revenge by the wearer of horns i.
|
intikam yemini |
|
| 94 |
Genel |
transfer by inheritance i.
|
intikal |
|
| 95 |
Genel |
tenancy by the entirety i.
|
mal ortaklığı |
|
| 96 |
Genel |
east by north i.
|
kuzeydoğu |
|
| 97 |
Genel |
steal by snatching i.
|
kapkaç |
|
| 98 |
Genel |
stealing by snatching i.
|
kaptıkaçtı |
|
| 99 |
Genel |
learning by heart i.
|
ezber |
|
| 100 |
Genel |
quack who claims to cure by breathing i.
|
üfürükçü |
|
| 101 |
Genel |
by law i.
|
anayasa maddesi |
|
| 102 |
Genel |
sale of foodstuffs by a municipality so as to regulate the prices i.
|
tanzim satışı |
|
| 103 |
Genel |
estate by elegit i.
|
davalının arazisinin yarısı ile çift hayvanları dışında tüm menkullerinin davacının yedine teslimi |
|
| 104 |
Genel |
payment by anticipation i.
|
peşin ödeme |
|
| 105 |
Genel |
payment by cheque i.
|
çekle ödeme |
|
| 106 |
Genel |
damage by water i.
|
su hasarı |
|
| 107 |
Genel |
lodge used by mevlevi dervishes i.
|
mevlevihane |
|
| 108 |
Genel |
step by step processing i.
|
adım adım işleme |
|
| 109 |
Genel |
sales by month i.
|
aylara göre satışlar |
|
| 110 |
Genel |
increase by i.
|
artırma |
|
| 111 |
Genel |
due by i.
|
süre sonu |
|
| 112 |
Genel |
tenure by fee alms i.
|
bağışçıların dini kuruluşlara öldükten sonra ruhlarına duacı olmaları için hibe ettiği arazilerin kullanım süresi |
|
| 113 |
Genel |
distribution by years i.
|
yıllara göre dağılım |
|
| 114 |
Genel |
profitability by years i.
|
yıllara göre karlılık durumu |
|
| 115 |
Genel |
limited by time i.
|
zamanla sınırlı |
|
| 116 |
Genel |
tenure by free alms i.
|
bağışı yapanlara ve onların ailelerine öldükten sonra ruhları icin duacı olunması karşılığında hibe edilen arazi |
|
| 117 |
Genel |
escorted by police (officers) i.
|
polis nezaretinde |
|
| 118 |
Genel |
paying by card i.
|
kartlı ödeme |
|
| 119 |
Genel |
voting by proxy i.
|
vekaleten oy kullanma |
|
| 120 |
Genel |
resolutions adopted by i.
|
alınan kararlar |
|
| 121 |
Genel |
by-street i.
|
arka sokak |
|
| 122 |
Genel |
by-street i.
|
yanyol |
|
| 123 |
Genel |
disability by accident i.
|
kazaen maluliyet |
|
| 124 |
Genel |
death by accident i.
|
kazaen vefat |
|
| 125 |
Genel |
land surrounded by water on its three sides i.
|
üç tarafı denizlerle çevrili |
|
| 126 |
Genel |
agreement by mutual i.
|
karşılıklı anlaşma |
|
| 127 |
Genel |
pay by credit card i.
|
kredi kartı ile ödeme |
|
| 128 |
Genel |
word by word translation i.
|
kelime kelime çeviri |
|
| 129 |
Genel |
by-pass i.
|
tali yol |
|
| 130 |
Genel |
by-election i.
|
kısmi seçim |
|
| 131 |
Genel |
fortune-telling by throwing beans i.
|
bakla falı |
|
| 132 |
Genel |
by-road i.
|
ara yol |
|
| 133 |
Genel |
fly-by-night i.
|
vurguncu |
|
| 134 |
Genel |
lay-by i.
|
arabaların kısa süreli duraklama yapabilecekleri cep |
|
| 135 |
Genel |
by-way i.
|
karanlık yol |
|
| 136 |
Genel |
by-pass i.
|
çevre yolu |
|
| 137 |
Genel |
lay-by i.
|
konaklama tesisi |
|
| 138 |
Genel |
lay-by i.
|
park yeri |
|
| 139 |
Genel |
fly-by-nighter i.
|
kapkaççı |
|
| 140 |
Genel |
by-product i.
|
ikincil ürün |
|
| 141 |
Genel |
by-pass i.
|
atlama |
|
| 142 |
Genel |
by-way i.
|
yan yol |
|
| 143 |
Genel |
by-pass i.
|
yan geçit |
|
| 144 |
Genel |
by-way i.
|
dolaşık yol |
|
| 145 |
Genel |
by-pass i.
|
dolaştırma |
|
| 146 |
Genel |
by-road i.
|
sapa yol |
|
| 147 |
Genel |
by-catch of the fishing i.
|
balıklarla birlikte yakalananlar |
|
| 148 |
Genel |
by-street i.
|
yan sokak |
|
| 149 |
Genel |
lay-by i.
|
anayolun kenarında araçların geçici olarak konaklamaları için yapılmış yol |
|
| 150 |
Genel |
by-blow i.
|
gayrimeşru çocuk |
|
| 151 |
Genel |
by-pass i.
|
baypas |
|
| 152 |
Genel |
by-pass i.
|
türev boru |
|
| 153 |
Genel |
by-line i.
|
yazar adının verildiği satır |
|
| 154 |
Genel |
by-laws i.
|
yönetmelikler |
|
| 155 |
Genel |
by-product i.
|
türev ürün |
|
| 156 |
Genel |
by-street i.
|
ara sokak |
|
| 157 |
Genel |
by-way i.
|
gizli yol |
|
| 158 |
Genel |
fly-by-night company i.
|
paravan şirket |
|
| 159 |
Genel |
stand-by i.
|
zemin döşeme |
|
| 160 |
Genel |
stand-by i.
|
yedek |
|
| 161 |
Genel |
proof-by-contradiction i.
|
abese irca |
|
| 162 |
Genel |
stand-by i.
|
destek |
|
| 163 |
Genel |
stand-by i.
|
yardım |
|
| 164 |
Genel |
stand-by i.
|
hazır |
|
| 165 |
Genel |
proof-by-contradiction i.
|
olmayana ergi |
|
| 166 |
Genel |
stand-by i.
|
güvenilir kimse |
|
| 167 |
Genel |
proof-by-contradiction i.
|
açma olana indirgeme |
|
| 168 |
Genel |
two-by-four i.
|
iki birim kalınlığında tahta |
|
| 169 |
Genel |
stand-by i.
|
yardımcı |
|
| 170 |
Genel |
story-by-story shearing model i.
|
kat-kat kesme modeli |
|
| 171 |
Genel |
learning by practising i.
|
yaparak öğrenme |
|
| 172 |
Genel |
lay-by i.
|
araba durağı |
|
| 173 |
Genel |
lay-by i.
|
durak |
|
| 174 |
Genel |
lay-by i.
|
son işlem olarak tarlayı sürüp ekme |
|
| 175 |
Genel |
purchase or sale by sample i.
|
örneğe göre alış veya satış |
|
| 176 |
Genel |
fly-by-night i.
|
borcunu ödemeyen kimse |
|
| 177 |
Genel |
breakdown by gender i.
|
toplumsal cinsiyete göre analiz |
|
| 178 |
Genel |
conveyance by railway i.
|
demiryolu ile taşımacılık |
|
| 179 |
Genel |
conveyance by railway i.
|
demiryolu ile taşıma |
|
| 180 |
Genel |
payment of gas bill by standing order i.
|
otomatik doğalgaz faturası ödemesi |
|
| 181 |
Genel |
use by date i.
|
son kullanma tarihi |
|
| 182 |
Genel |
play-by-play description i.
|
anbean betimleme |
|
| 183 |
Genel |
power granted by i.
|
... tarafından verilen yetki |
|
| 184 |
Genel |
breathing by mouth i.
|
ağızla solunum |
|
| 185 |
Genel |
breathing by mouth i.
|
ağızdan soluma |
|
| 186 |
Genel |
by-pass i.
|
kestirme (yol) |
|
| 187 |
Genel |
relationship by affinity i.
|
akrabalık bağı |
|
| 188 |
Genel |
relationship by affinity i.
|
hısımlık bağı |
|
| 189 |
Genel |
words to live by i.
|
güzel ve özlü sözler |
|
| 190 |
Genel |
surrounded on three sides by the sea i.
|
üç tarafı denizlerle çevrili |
|
| 191 |
Genel |
hanging stockings by the fire i.
|
şömine üzerine çorap asma |
|
| 192 |
Genel |
the town embraced by the natural beauties and the historical cities i.
|
doğal güzellikler ve tarihi kentlerin kucakladığı belde |
|
| 193 |
Genel |
designation by lot i.
|
ad çekme |
|
| 194 |
Genel |
draw lots designation by lot i.
|
ad çekme |
|
| 195 |
Genel |
(one's card) be swallowed by atm machine i.
|
atm'nin kartı yutması |
|
| 196 |
Genel |
forbidden by law i.
|
kanunen yasak |
|
| 197 |
Genel |
passer-by i.
|
gelen geçen |
|
| 198 |
Genel |
passers-by i.
|
yoldan geçen kimse |
|
| 199 |
Genel |
by-line i.
|
gazetecinin imzası |
|
| 200 |
Genel |
by-product i.
|
ara ürün |
|
| 201 |
Genel |
by-line i.
|
köşe yazarı künyesi |
|
| 202 |
Genel |
distribution by countries i.
|
ülkelere göre dağılım |
|
| 203 |
Genel |
travel by public transport i.
|
toplu taşımayla seyahat |
|
| 204 |
Genel |
a place where passengers frequently stop by i.
|
yol geçen hanı |
|
| 205 |
Genel |
population by age group and gender i.
|
yaş grubu ve cinsiyete göre nüfus |
|
| 206 |
Genel |
line of wagons drawn by mules i.
|
katır kervanı |
|
| 207 |
Genel |
fire caused by electricity i.
|
elektrik nedenli yangın |
|
| 208 |
Genel |
the house by the lake i.
|
gölün oradaki ev |
|
| 209 |
Genel |
the house by the lake i.
|
göl kenarındaki ev |
|
| 210 |
Genel |
sorting by comments i.
|
yorumlara göre sıralama |
|
| 211 |
Genel |
reasoning by elimination i.
|
mantıksız seçenekleri eleyerek sonuç çıkarma |
|
| 212 |
Genel |
lay-by i.
|
nehir veya kanallarda teknelerin durduğu veya geçtiği genişletilmiş kısım |
|
| 213 |
Genel |
lay-by i.
|
(madencilik) boş vagonların park yeri |
|
| 214 |
Genel |
lay-by i.
|
araba park yeri |
|
| 215 |
Genel |
blow-by-blow i.
|
tek tek anlatma |
|
| 216 |
Genel |
hang-by i.
|
asalak |
|
| 217 |
Genel |
hang-by i.
|
beleşçi |
|
| 218 |
Genel |
by i.
|
ikincil öneme sahip şey |
|
| 219 |
Genel |
by i.
|
ikincil mesele |
|
| 220 |
Genel |
by i.
|
milyar yıl |
|
| 221 |
Genel |
by and by i.
|
cennet |
|
| 222 |
Genel |
by and by i.
|
öbür dünya |
|
| 223 |
Genel |
by and by i.
|
öteki dünya |
|
| 224 |
Genel |
by-and-by i.
|
gelecekte bir zaman |
|
| 225 |
Genel |
by-and-by i.
|
gelecekte bir olay |
|
| 226 |
Genel |
by-blow i.
|
dolaylı darbe |
|
| 227 |
Genel |
by-blow i.
|
tesadüfi darbe |
|
| 228 |
Genel |
by-corner i.
|
özel köşe |
|
| 229 |
Genel |
by-corner i.
|
gizli köşe |
|
| 230 |
Genel |
by-corner i.
|
uzakta köşe |
|
| 231 |
Genel |
by-corner i.
|
ücra köşe |
|
| 232 |
Genel |
by-dependence i.
|
eklenti |
|
| 233 |
Genel |
by-dependence i.
|
aksesuar |
|
| 234 |
Genel |
by-end i.
|
ikincil amaç |
|
| 235 |
Genel |
by-end i.
|
çıkarcı gerekçe |
|
| 236 |
Genel |
by-end i.
|
bencilce dürtü |
|
| 237 |
Genel |
by-end i.
|
kısım |
|
| 238 |
Genel |
by-end i.
|
bölüm |
|
| 239 |
Genel |
by-end i.
|
kısa parça |
|
| 240 |
Genel |
by-interest i.
|
çıkar |
|
| 241 |
Genel |
by-interest i.
|
çıkarcılık |
|
| 242 |
Genel |
by-interest i.
|
kişisel çıkar |
|
| 243 |
Genel |
by-interest i.
|
özel avantaj |
|
| 244 |
Genel |
by-lane i.
|
özel yol |
|
| 245 |
Genel |
by-lane i.
|
yan yol |
|
| 246 |
Genel |
by-lane i.
|
tali yol |
|
| 247 |
Genel |
by-line i.
|
yardımcı faaliyet |
|
| 248 |
Genel |
by-liner i.
|
yazısının altına imzasını atan yazar |
|
| 249 |
Genel |
by-liner i.
|
mahlas kullanan bir gazeteci |
|
| 250 |
Genel |
by-name i.
|
ikinci ad |
|
| 251 |
Genel |
by-name i.
|
soyadı |
|
| 252 |
Genel |
by-name i.
|
takma isim |
|
| 253 |
Genel |
by-passage i.
|
farklı yol |
|
| 254 |
Genel |
by-passage i.
|
yan yol |
|
| 255 |
Genel |
by-path i.
|
özel yol |
|
| 256 |
Genel |
by-path i.
|
ikincil yol |
|
| 257 |
Genel |
by-path i.
|
dolaylı yol |
|
| 258 |
Genel |
by-path i.
|
yan yol |
|
| 259 |
Genel |
by-place i.
|
yoldan uzakta yer |
|
| 260 |
Genel |
by-place i.
|
garip köşe |
|
| 261 |
Genel |
by-place i.
|
ıssız yer |
|
| 262 |
Genel |
by-place i.
|
ücra yer |
|
| 263 |
Genel |
by-place i.
|
uzak yer |
|
| 264 |
Genel |
by-place i.
|
gizli yer |
|
| 265 |
Genel |
by-place i.
|
özel yer |
|
| 266 |
Genel |
by-product i.
|
ek sonuç |
|
| 267 |
Genel |
by-product i.
|
ikincil sonuç |
|
| 268 |
Genel |
by-product i.
|
beklenmeyen sonuç |
|
| 269 |
Genel |
by-product i.
|
istenmeyen sonuç |
|
| 270 |
Genel |
by-respect i.
|
özel amaç |
|
| 271 |
Genel |
by-respect i.
|
kişisel görüş |
|
| 272 |
Genel |
by-respect i.
|
çıkar |
|
| 273 |
Genel |
by-respect i.
|
çıkarcılık |
|
| 274 |
Genel |
by-respect i.
|
kişisel çıkar |
|
| 275 |
Genel |
by-respect i.
|
özel avantaj |
|
| 276 |
Genel |
by-room i.
|
gizli oda |
|
| 277 |
Genel |
by-room i.
|
gizli daire |
|
| 278 |
Genel |
by-speech i.
|
(dolaylı) hoşbeş etme |
|
| 279 |
Genel |
by-speech i.
|
(dolaylı) çene çalma |
|
| 280 |
Genel |
by-speech i.
|
(dolaylı) laklak etme |
|
| 281 |
Genel |
by-spell i.
|
atasözü |
|
| 282 |
Genel |
by-street i.
|
özel sokak |
|
| 283 |
Genel |
by-street i.
|
karanlık yol |
|
| 284 |
Genel |
by-stroke i.
|
kazara vurma |
|
| 285 |
Genel |
by-stroke i.
|
kurnazca vurma |
|
| 286 |
Genel |
by-stroke i.
|
sinsice vurma |
|
| 287 |
Genel |
by-stroke i.
|
(hedefe yönelik) zekice ve dolaylı eylem |
|
| 288 |
Genel |
by-turning i.
|
gizli yol |
|
| 289 |
Genel |
by-turning i.
|
ana yoldan dönen yol |
|
| 290 |
Genel |
by-view i.
|
çıkarcı hedef |
|
| 291 |
Genel |
by-walk i.
|
tenha yol |
|
| 292 |
Genel |
by-walk i.
|
yan yol |
|
| 293 |
Genel |
by-walk i.
|
gizli yol |
|
| 294 |
Genel |
by-wipe i.
|
şakasına dürtme |
|
| 295 |
Genel |
by-wipe i.
|
şakasına vurma |
|
| 296 |
Genel |
go-by i.
|
görmezden gelme |
|
| 297 |
Genel |
go-by i.
|
başından savma |
|
| 298 |
Genel |
descent by distaff i.
|
anne tarafından gelen soy |
|
| 299 |
Genel |
good-by i.
|
ayrılırken söylenen son söz |
|
| 300 |
Genel |
good-by i.
|
veda ederken yapılan jest |
|
| 301 |
Genel |
good-by i.
|
memnuniyetle uğurlama |
|
| 302 |
Genel |
closure by compartment i.
|
bölme ile kapatma |
|
| 303 |
Genel |
drive-by i.
|
belirli bir yere, nesneye doğru sürme |
|
| 304 |
Genel |
piecemeal (by) i.
|
parça |
|
| 305 |
Genel |
by-dependence i.
|
bağlı ve ilişkili parça |
|
| 306 |
Genel |
by-view i.
|
şahsi görüş |
|
| 307 |
Genel |
by-view i.
|
öznel görüş |
|
| 308 |
Genel |
by-view i.
|
bencilce amaç |
|
| 309 |
Genel |
play-by-play i.
|
dakikası dakikasına anlatım |
|
| 310 |
Genel |
fly-by i.
|
karadaki gözetleme ekibinin üzerinden yapılan alçak uçuş |
|
| 311 |
Genel |
fly-by-night i.
|
güvenilmez kimse |
|
| 312 |
Genel |
fly-by-night i.
|
ilkesiz kimse |
|
| 313 |
Genel |
fly-by-night i.
|
kaypak kimse |
|
| 314 |
Genel |
fly-by-night i.
|
kısa ömürlü ve güvenilmez (şirket) oluşum |
|
| 315 |
Genel |
fly-by-night i.
|
gecelere akmayı seven kimse |
|
| 316 |
Genel |
fly-by-night i.
|
(kredi konusunda) risk taşıyan kimse |
|
| 317 |
Genel |
fly-by-night i.
|
gece kuşu |
|
| 318 |
Genel |
fly-by-night i.
|
geceleri uçan canlı |
|
| 319 |
Genel |
fly-by-night i.
|
gece seyahat eden kimse |
|
| 320 |
Genel |
fly-by-night i.
|
iş için sürekli seyahat eden kimse |
|
| 321 |
Genel |
tomorrow by together i.
|
erkeklerken kurulu bir kpop grubu |
|
| 322 |
Genel |
four-by-four i.
|
4x4 kereste |
|
| 323 |
Genel |
four-by-four i.
|
4x4 çıta |
|
| 324 |
Genel |
southwest by south i.
|
(pusulada) güneybatı yönünün güneyi |
|
| 325 |
Genel |
southwest by south i.
|
güneybatının güneyi |
|
| 326 |
Genel |
southwest by west i.
|
(pusulada) güneybatı yönünün batısı |
|
| 327 |
Genel |
southwest by west i.
|
güneybatının batısı |
|
| 328 |
Genel |
stander-by i.
|
bir yerde bulunan kimse |
|
| 329 |
Genel |
stander-by i.
|
katılımcı |
|
| 330 |
Genel |
stander-by i.
|
seyirci |
|
| 331 |
Genel |
stander-by i.
|
tanık |
|
| 332 |
Genel |
stander-by i.
|
görgü tanığı |
|
| 333 |
Genel |
stander-by i.
|
yakınlarda bulunan kimse |
|
| 334 |
Genel |
lose by a hair's breadth f.
|
kıl payı kaybetmek |
|
| 335 |
Genel |
be beset by f.
|
kaplamak |
|
| 336 |
Genel |
pluck up by the root f.
|
kökünden sökmek |
|
| 337 |
Genel |
stand by f.
|
sağlamak |
|
| 338 |
Genel |
pass by f.
|
göz yummak |
|
| 339 |
Genel |
produce by ignition f.
|
ateşlemeyle meydana getirmek |
|
| 340 |
Genel |
stand by one's word f.
|
sözünden dönmemek |
|
| 341 |
Genel |
slip by f.
|
akıp gitmek |
|
| 342 |
Genel |
meet by chance f.
|
rast gelmek |
|
| 343 |
Genel |
compromise by f.
|
uzlaşmak |
|
| 344 |
Genel |
be taken aback at/by f.
|
-e çok şaşırmak |
|
| 345 |
Genel |
not to be discouraged by f.
|
pabuç bırakmamak |
|
| 346 |
Genel |
take by handfuls f.
|
avuçlamak |
|
| 347 |
Genel |
learn by ear f.
|
ağızdan kapmak |
|
| 348 |
Genel |
be revolted by f.
|
tiksinmek |
|
| 349 |
Genel |
secure by patent f.
|
patent almak |
|
| 350 |
Genel |
abide by f.
|
bağlı kalmak |
|
| 351 |
Genel |
consume by fire f.
|
yanıp yok olmak |
|
| 352 |
Genel |
signalize oneself by f.
|
sivrilmek |
|
| 353 |
Genel |
be smitten by f.
|
çok hoşlanmak (güzel bir şeyden) |
|
| 354 |
Genel |
go by the board f.
|
kaçmak (fırsat) |
|
| 355 |
Genel |
(somebody) be met by protests f.
|
protesto gösterileriyle karşılanmak |
|
| 356 |
Genel |
learn by heart f.
|
bellemek |
|
| 357 |
Genel |
be taken in by f.
|
aldanmak |
|
| 358 |
Genel |
meet by chance f.
|
tesadüf etmek |
|
| 359 |
Genel |
learn by trial and error f.
|
deneme yanılmayla öğrenmek |
|
| 360 |
Genel |
spread by word of mouth f.
|
ağızdan ağıza yayılmak |
|
| 361 |
Genel |
be spoilt by f.
|
yüz bulmak |
|
| 362 |
Genel |
surprize by f.
|
şaşırmak |
|
| 363 |
Genel |
fly by the seat of one's pants f.
|
tecrübesizlik veya birtakım eksiklikler yüzünden sadece içgüdülerine dayanarak idare etmek |
|
| 364 |
Genel |
be attacked by evil eye f.
|
göze gelmek |
|
| 365 |
Genel |
go by the board f.
|
iyi şeyler yok olmak |
|
| 366 |
Genel |
abide by something f.
|
riayet etmek |
|
| 367 |
Genel |
be supported by f.
|
destek görmek |
|
| 368 |
Genel |
overcome by languor f.
|
rahata düşmek |
|
| 369 |
Genel |
purchase by dutch auction f.
|
açık eksiltme ile satın almak |
|
| 370 |
Genel |
go by a name f.
|
adıyla tanınmak |
|
| 371 |
Genel |
be beset by f.
|
(olumsuz yönleri) çok olmak |
|
| 372 |
Genel |
learn by rote f.
|
ezberlemek |
|
| 373 |
Genel |
take someone by surprise f.
|
birini çok şaşırtmak |
|
| 374 |
Genel |
be enslaved by one's feelings f.
|
duygularının esiri olmak |
|
| 375 |
Genel |
be wanted by the police f.
|
polis tarafından aranmak |
|
| 376 |
Genel |
be reduced by wastage f.
|
fire vermek |
|
| 377 |
Genel |
stand idle by f.
|
kayıtsız kalmak |
|
| 378 |
Genel |
applaud by shouting f.
|
bağırarak alkışlamak |
|
| 379 |
Genel |
sell by auction f.
|
açık artırma ile satmak |
|
| 380 |
Genel |
exchange positions by mutual consent f.
|
becayiş etmek |
|
| 381 |
Genel |
lead someone by the nose f.
|
birinin yuları elinde olmak |
|
| 382 |
Genel |
sprinkle by blowing f.
|
püskürmek |
|
| 383 |
Genel |
let something go by the board f.
|
bir şeyden vazgeçmek |
|
| 384 |
Genel |
take each other by the hand f.
|
el ele tutuşmak |
|
| 385 |
Genel |
supplant by f.
|
yerini almak |
|
| 386 |
Genel |
learn by heart f.
|
ezberlemek |
|
| 387 |
Genel |
launder by hand f.
|
elle yıkamak |
|
| 388 |
Genel |
be affected by the evil eye f.
|
göz değmek |
|
| 389 |
Genel |
act by rote f.
|
ezbere hareket etmek |
|
| 390 |
Genel |
be affected by the evil eye f.
|
göze gelmek |
|
| 391 |
Genel |
clasp somebody by the throat f.
|
boğazına sarılmak |
|
| 392 |
Genel |
overcome by languor f.
|
rehavete kapılmak |
|
| 393 |
Genel |
wash by hand f.
|
elle yıkamak |
|
| 394 |
Genel |
spread by rumour f.
|
ağızdan ağıza yayılmak |
|
| 395 |
Genel |
be enslaved by one's emotions f.
|
duygularının esiri olmak |
|
| 396 |
Genel |
profit by f.
|
yararlanmak |
|
| 397 |
Genel |
act by rote f.
|
ezbere yapmak |
|
| 398 |
Genel |
meet by chance f.
|
rastlamak |
|
| 399 |
Genel |
stand by somebody f.
|
yanında olmak |
|
| 400 |
Genel |
make a bet by pulling a wishbone f.
|
lades tutuşmak |
|
| 401 |
Genel |
abide by f.
|
itaat etmek |
|
| 402 |
Genel |
be overcome by f.
|
tarafından mağlup olmak |
|
| 403 |
Genel |
get something by heart f.
|
bir şeyi ezberlemek |
|
| 404 |
Genel |
be weighed by f.
|
yüklü olmak (dert/keder) |
|
| 405 |
Genel |
fall by the wayside f.
|
başarısız olmak |
|
| 406 |
Genel |
be overwhelmed by f.
|
yenilmek |
|
| 407 |
Genel |
bleed somebody by cupping f.
|
hacamatlamak |
|
| 408 |
Genel |
stand by f.
|
destek olmak |
|
| 409 |
Genel |
get by f.
|
sollamak |
|
| 410 |
Genel |
be carried away by one's feelings f.
|
hislerine kapılmak |
|
| 411 |
Genel |
divide by three f.
|
üçlemek |
|
| 412 |
Genel |
be hard by f.
|
çok yakınında olmak |
|
| 413 |
Genel |
take an example by f.
|
örnek almak |
|
| 414 |
Genel |
know someone by sight only f.
|
birini sadece yüzünden tanımak |
|
| 415 |
Genel |
go by a vehicle f.
|
vasıta ile gitmek |
|
| 416 |
Genel |
stand by somebody's side f.
|
tarafını tutmak |
|
| 417 |
Genel |
come by f.
|
temin etmek |
|
| 418 |
Genel |
learn by rote f.
|
papağan gibi ezberlemek |
|
| 419 |
Genel |
compensate for one thing by another f.
|
bir şeyi başka bir şeyle telafi etmek |
|
| 420 |
Genel |
be affected by the evil eye f.
|
nazara gelmek |
|
| 421 |
Genel |
slip by f.
|
zaman akıp gitmek |
|
| 422 |
Genel |
be wracked by f.
|
(hastalık vb yüzünden) çok çekmek |
|
| 423 |
Genel |
be obsessed by f.
|
aklına takmak |
|
| 424 |
Genel |
roll by f.
|
geçip gitmek (zaman) |
|
| 425 |
Genel |
support by the arm f.
|
koltuklamak |
|
| 426 |
Genel |
be conditioned by f.
|
bir şey başka bir şeye bağlı olmak |
|
| 427 |
Genel |
go by the board f.
|
boşa çıkmak |
|
| 428 |
Genel |
be overcome by f.
|
kötü bir şekilde etkilenmek |
|
| 429 |
Genel |
be possessed by f.
|
kapılmak |
|
| 430 |
Genel |
set by f.
|
değer biçmek |
|
| 431 |
Genel |
measure by the span f.
|
karışlamak |
|
| 432 |
Genel |
destroy by fire f.
|
ateşle tahrip etmek |
|
| 433 |
Genel |
call by f.
|
geçerken uğramak |
|
| 434 |
Genel |
hang by a thread f.
|
risk altında olmak |
|
| 435 |
Genel |
have money owed to one (by) f.
|
alacaklanmak |
|
| 436 |
Genel |
lead by the nose f.
|
parmağında oynatmak |
|
| 437 |
Genel |
put something by f.
|
bir kenara para koymak |
|
| 438 |
Genel |
be touched by evil eye f.
|
nazar değmek |
|
| 439 |
Genel |
play something by ear f.
|
notasız çalmak |
|
| 440 |
Genel |
change by heating f.
|
ısıtarak değiştirmek |
|
| 441 |
Genel |
happen by f.
|
uğramak |
|
| 442 |
Genel |
be left all by oneself f.
|
ortalıkta kalmak |
|
| 443 |
Genel |
slip by f.
|
akıp gitmek (zaman) |
|
| 444 |
Genel |
catch somebody by the tail f.
|
kuyruğunu kısmak |
|
| 445 |
Genel |
get the wrong sow by the ear f.
|
yanılmak |
|
| 446 |
Genel |
be distressed by evil eye f.
|
göze gelmek |
|
| 447 |
Genel |
set store by f.
|
önemsemek |
|
| 448 |
Genel |
roll by f.
|
geçip gitmek |
|
| 449 |
Genel |
revert by escheat f.
|
mahlul kalmak |
|
| 450 |
Genel |
estimate by eye f.
|
kararlamak |
|
| 451 |
Genel |
stand by f.
|
bırakmamak (birini) |
|
| 452 |
Genel |
pay by cheque f.
|
çek vermek |
|
| 453 |
Genel |
take an example by f.
|
taklit etmek |
|
| 454 |
Genel |
be overcome by sleep f.
|
uyku basmak |
|
| 455 |
Genel |
be overwhelmed by f.
|
altında ezilmek (sorumluluk ağır bir iş vb) |
|
| 456 |
Genel |
go away by oneself f.
|
başını alıp gitmek |
|
| 457 |
Genel |
put store by f.
|
önem vermek |
|
| 458 |
Genel |
live by one's wits f.
|
geçinmek için uyanık ve kurnaz olmak |
|
| 459 |
Genel |
stick by f.
|
desteklemek |
|
| 460 |
Genel |
outnumber by f.
|
sayıca çok olmak |
|
| 461 |
Genel |
be tempted (by somebody and do something stupid) f.
|
aklına uymak |
|
| 462 |
Genel |
stand by f.
|
sadık kalmak |
|
| 463 |
Genel |
put by f.
|
biriktirmek |
|
| 464 |
Genel |
learn by rote f.
|
tekrarlaya tekrarlaya ezberlemek |
|
| 465 |
Genel |
be surrounded by f.
|
etrafı çevrili olmak |
|
| 466 |
Genel |
be attacked by rabies f.
|
kudurmak |
|
| 467 |
Genel |
be obsessed by f.
|
aklına takılmak |
|
| 468 |
Genel |
stand by f.
|
hazır bulunmak |
|
| 469 |
Genel |
stick by f.
|
sadık kalmak |
|
| 470 |
Genel |
be attacked by evil eye f.
|
nazar değmek |
|
| 471 |
Genel |
be touched by evil eye f.
|
göze gelmek |
|
| 472 |
Genel |
take the bull by the horns f.
|
bir işe cesaretle girişmek |
|
| 473 |
Genel |
be hard by f.
|
çok yakın olmak |
|
| 474 |
Genel |
be torn by conflicting emotions f.
|
zıt duygular içinde olmak |
|
| 475 |
Genel |
convey by mortgage f.
|
rehin almak (ev vb) |
|
| 476 |
Genel |
be undaunted by f.
|
yılmamak |
|
| 477 |
Genel |
keep something by one f.
|
elinin altında bulundurmak |
|
| 478 |
Genel |
win by default f.
|
hükmen galip sayılmak |
|
| 479 |
Genel |
put by f.
|
kaldırmak |
|
| 480 |
Genel |
transport by f.
|
taşımak |
|
| 481 |
Genel |
be so blinded by anger f.
|
gözü kararmak |
|
| 482 |
Genel |
replace by f.
|
yer değiştirmek |
|
| 483 |
Genel |
be where everybody passes by f.
|
ayak altında kalmak |
|
| 484 |
Genel |
allow oneself be led by the nose f.
|
sakalı ele vermek |
|
| 485 |
Genel |
be too clever by half f.
|
zekasına çok güvenmek |
|
| 486 |
Genel |
take by surprise f.
|
baskın yapmak |
|
| 487 |
Genel |
pay for something by instalments f.
|
taksitli alışveriş yapmak |
|
| 488 |
Genel |
put something by f.
|
bir kenara koymak |
|
| 489 |
Genel |
stand idle by f.
|
eli kolu bağlı oturmak |
|
| 490 |
Genel |
be overcome by worry f.
|
kasavet basmak |
|
| 491 |
Genel |
let something go by the board f.
|
fırsatı kaçırmak |
|
| 492 |
Genel |
be weighed by f.
|
belini bükmek (bir görev/sorumluluk vb) |
|
| 493 |
Genel |
be a sufferer by f.
|
çekmek |
|
| 494 |
Genel |
get by f.
|
idare etmek (geçim) |
|
| 495 |
Genel |
take the bull by the horns f.
|
güçlüklere göğüs germek |
|
| 496 |
Genel |
be taken by f.
|
bayılmak |
|
| 497 |
Genel |
be damaged by earthquake f.
|
depremden hasar görmek |
|
| 498 |
Genel |
clean by sweeping f.
|
süpürerek temizlemek |
|
| 499 |
Genel |
be disturbed by a bad smell f.
|
burnunun direği kırılmak |
|
| 500 |
Genel |
corrupt by sensuality f.
|
ayartmak |
|
